Emtia piyasası geçen ay yönünü bulamadı
Emtia piyasasında geçen ay jeopolitik riskler, para politikasına ilişkin belirsizlikler ve küresel ekonomiye yönelik endişelerden kaynaklanan sert dalgalanmalarla yön arayışı hakim oldu.
Emtia piyasasında geçen ay belirsizliklerin öne çıkmasıyla dalgalı bir seyir görüldü. Tarım grubunda ise üretime yönelik faktörler etkili oldu.
İsrail-Filistin çatışması kaynaklı gelişmeler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz oranlarını uzun bir süre yüksek tutacağına yönelik öngörüler geçen ay emtia yatırımcısının odağında yer aldı.
Analistler, üretim tahminleri, dolara olan talebin artması ve özellikle Çin kaynaklı endişelerin devam etmesinin de emtia piyasasında ürün bazlı ayrışmaların öne çıkmasına neden olduğunu belirtti.
İsrail-Filistin çatışmasının genişleyebileceği endişesi altına talebi artırdı
Geçen ay değerli metallerde paladyum haricinde yukarı yönlü bir seyir görüldü.
Ekim ayında fiyatlar altında yüzde 7,3, gümüşte yüzde 3 ve platinde yüzde 3,1 artarken, paladyumda ise yüzde 10,1 geriledi. 9 Ekim haftasında altının ons fiyatı, İsrail-Filistin çatışmasının etkisiyle yüzde 5,47 yükselerek 7 ayın en yüksek haftalık kazancına ulaştı.
İsrail-Filistin çatışmasının daha geniş bir alana yayılabileceği endişesi güvenli liman varlıklara talebi artırdı.
Para politikalarına ilişkin belirsizliklere karşın bazı Fed üyelerinin “güvercin” söylemleri ve geçen ay ABD 10 yıllık tahvil faizinin 4,53 seviyelerine kadar gerilemesi de altını yukarı yönlü etkileyen önemli faktörler arasında yer aldı.
Otomobillerdeki katalitik konvertör üretiminde kullanılan paladyumda ise elektrikli araçlara talebin artmasıyla normal otomobillere olan talebin düşebileceğine yönelik tahminlerden kaynaklanan talep endişeleri öne çıktı.
Baz metallerde ise düşüş eğilimi hakim oldu. 3,50 dolarla Kasım 2022’den bu yana en düşük seviyeyi test eden bakır fiyatları ekim ayını yüzde 2,6 düşüşle tamamladı. Bu dönemde, fiyatlar kuşunda yüzde 2,9, alüminyumda yüzde 1, nikelde yüzde 4 azalırken, çinkoda yüzde 0,5 artış kaydetti.
Baz metallerde de özellikle Asya’da devam eden ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerle geçen ay değer kayıpları söz konusu oldu. Çin hükümetinin ekonomiyi destekleyici adımları baz metaller için yeterli olamadı.
Zayıf küresel talep, yatırımcıların bakır da dahil olmak üzere endüstriyel metallere yönelik duyarlılığının yanı sıra fiyatlar üzerinde de baskı oluşturdu. Güçlü dolar da baz metalleri olumsuz etkiledi.
Küresel ekonomik zorluklar, Çin’den gelen zayıf talep ve ABD’nin yenilenebilir enerji girişimlerindeki gecikme, özellikle bakır fiyatlarını baskıladı.
Çin’de yerli demir dışı metal endüstrisi için bir danışmanlık, araştırma, veri ve bilgi merkezi olarak faaliyet gösteren, devlete ait bir anonim şirket olan Antaike, Çin’in rafine bakır piyasasının özellikle zayıf yurt dışı talep nedeniyle 2023’te yaklaşık 340 bin ton fazla verebileceğini bildirdi.
Dünyanın en büyük bakır üreticilerinden Rio Tinto’nun 3. çeyrekte üretiminin beklentileri aşması da bakır fiyatları üzerinde baskıyı artırdı.
Bakırda arz fazlası olabileceğine yönelik söz konusu öngörüler de fiyatlarda aşağı yönlü bir hareket görülmesine yol açtı.
Analistler, bakırın geniş kullanım alanı nedeniyle piyasalarda ekonomik aktiviteye yönelik sinyallerinin önemli olduğunu kaydederek, söz konusu değer kaybında artan arzın önemli rol oynamasına karşın dünya genelinde yavaşlayan ekonomik aktivitenin bakırdaki düşüş eğiliminde etkili olduğunu aktardı.
Nikel piyasasında, devam eden arz fazlasıyla değer kayıpları görüldü.
Brent petrolde kayıplar yüzde 7’yi aştı
Enerji grubunda ise geçen ay karışık bir seyir gözlemlendi.
Ekim ayını Brent petrol yüzde 7,2 kayıpla, New York Ticaret Borsası’nda işlem gören doğal gaz ise yüzde 19,3 kazançla tamamladı.
İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların Orta Doğu’da tansiyonu yükseltmesinin küresel petrol arzını olumsuz etkileyeceği endişelerine karşın ekonomik aktiviteye ilişkin endişeler Brent petrolde daha ağır bastı. Analistler, Suudi Arabistan ve Rusya’nın temmuz itibarıyla uyguladıkları gönüllü petrol üretimi kesintilerini yıl sonuna kadar sürdüreceklerini yinelemelerine rağmen dünya genelinde ekonomik aktivitedeki yavaşlama belirtilerinin ve ABD’de petrol stoklarının artış göstermesinin petrol fiyatlarında sert düşüşe neden olduğunu söyledi.
ABD yönetimi, Venezuela’da hükümetin muhalefet ile seçimlerin 2024’te yapılması konusunda anlaşmaya varmasının ardından ülkenin petrol, doğal gaz ve altın sektörlerine yönelik uyguladığı bazı yaptırımları askıya alması da Brent petrolün düşüşünde etkili oldu.
Avrupa’da ekonomik faaliyetlerdeki zayıflık da Brent petrolün değer kaybetmesinde önemli rol oynadı.
Arza ilişkin sıkıntılarla doğal gaz fiyatlarında sert yükselişler söz konusu oldu. ABD’li enerji şirketi Chevron, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalar nedeniyle İsrail’in talebi üzerine Doğu Akdeniz’deki Tamar doğal gaz sahasında üretimi durdurduğunu açıklamıştı.
Söz konusu gelişmeye ek olarak Finlandiya ile Estonya arasındaki Balticconnector boru hattının 8 Ekim’deki olağan dışı basınç düşüşü nedeniyle kapatılması da doğal gaz fiyatlarını yukarı yönlü etkiledi. Hattın onarımının en az 5 ay süreceği bildirildi.
ABD’de hava sıcaklıklarının düşeceğine ve doğal gaz talebinin artacağına yönelik beklentiler de doğal gaz fiyatlarının artmasına neden oldu.
Tarım tarafında pamuk ve pirinç haricinde yükseliş eğilimi görüldü
Tarım tarafında geçen ay pamuk ve pirinç haricinde yükseliş eğilimi görüldü.
Ekim ayında Chicago Ticaret Borsası’nda işlem gören ürünlerde fiyatlar buğdayda yüzde 2,7, mısırda yüzde 0,4, soya fasulyesinde yüzde 2,8 değer kazanırken, pirinçte ise yüzde 1,4 değer kaybetti.
Dünya buğday üretim tahminlerindeki düşüş ve Orta Doğu’da gerilimin tırmanmasıyla tedarik zincirine yönelik endişeler, buğday fiyatlarında yükselişe neden oldu.
Tedarik zincirine yönelik endişeler mısır fiyatlarının da artmasına neden oldu.
Soya fasulyesi fiyatları, ABD Tarım Bakanlığının (USDA) soya fasulyesi hasadına ilişkin görünümüne ilişkin öngörülerini düşürmesiyle yükseliş kaydetti.
ABD’de faaliyet gösteren emtia borsası Intercontinental Exchange’de işlem gören ürünlerde fiyatlar pamukta yüzde 6,8 azalırken, kahvede yüzde 14,5, şekerde yüzde 2,3, kakaoda yüzde 11,7 artış kaydetti.
Üretim tahminlerindeki düşüşle kahvede sert yükselişler görüldü. Endonezya Kahve İhracatçıları ve Endüstrileri Birliği, yerli kahve üretiminin geçen yıl rapor edilen 12 milyon torbadan 2023’te 8,5-9 milyon torbaya düşmesini bekliyor. Üretim tahminlerindeki düşüşün büyük ölçüde mahsul hasadını etkileyen olumsuz hava koşullarından kaynaklandığı belirtiliyor.
Öte yandan kahve piyasasında ise yeni sezonda üretim açığı olacağına yönelik beklentiler, fiyatlarda yükselişler yaşanmasına neden oldu.
Uluslararası Kahve Organizasyonu (ICO), 2022/23 sezonunda 7,3 milyon torba üretim açığı olacağı öngörüsünde bulundu.
Şeker piyasasında yeni sezon için üretim açığı olacağına yönelik beklentiler, fiyatlarda artışa neden oldu. El Nino hava akımının Asya’da şeker üretimini düşüreceğine yönelik endişeler şeker fiyatlarında yükselişi tetikledi.
Kakao fiyatlarındaki yükselişte, talebin iyileşmeye işaret ettiği bir dönemde, önde gelen kakao üreticilerinin Fildişi Sahili ve Gana’da yetiştirilen mahsulün yeterli olmayacağına yönelik öngörüler etkili oldu.
Avrupa’da kakao talebinin artacağına yönelik beklentiler de kakao fiyatlarını destekledi.
Fildişi Sahili’nde bulunan Profesyonel Kahve ve Kakao İhracatçıları Grubu (GEPEX), üçüncü çeyrekteki kakao işleme işleminin bir önceki yıla göre yüzde 7 artışla 183 bin 731 metrik ton olduğunu bildirdi. Söz konusu gelişme de kakaoya olan talebi ortaya koydu.
Pamuktaki değer kaybında ise dolara olan talebin artması ve Çin ekonomisine yönelik endişeler etkili oldu.